uzun
Dil: Türkçe
- 
      
      
        
          [sıfat, mecaz, zarf, zarf]
         
      
      İki ucu arasında fazla uzaklık olan; levent, maksi, kısa karşıtı
      
      
        - Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece
 
- 
      
      
        
          [sıfat, mecaz, zarf, zarf]
         
      
      Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren
      
      
        - Aletler uzun denemelerin, ince hesapların, birbirini tamamlayan bilgi ve diğer aletlerin mahsulüdür.
 
- 
      
      
        
          [sıfat, mecaz, zarf, zarf]
         
      
      Birçok kez yapılan
      
      
        - Bununla beraber bu zalim düşünceler uzun sürmez, her fikir zıddıyla beraber geldiği için Mümtaz onlardan çabuk kurtulurdu.
 
- 
      
      
        
          [sıfat, mecaz, zarf, zarf]
         
      
      Uzun süre devam edecek biçimde, uzun süre
      
      
        - Uzun düşündüğünü unuttuğu ve düşüncelerinin yönünü kaybettiği bir anda yemeğe çağırdılar.
 
- [sıfat, mecaz, zarf, zarf] derinlemesine