vakit
Dil: Arapça vaḳt
-
[isim, mecaz]
zaman
- Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te.
-
[isim, mecaz]
Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler
- Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil.
-
[isim, mecaz]
çağ
- Vaktin bilginleri.
-
[isim, mecaz]
Belirlenmiş olan zaman
- Kâhya, vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi, demişti.
-
[isim, mecaz]
Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz
- Onun bu kadar para vermeye vakti yok.
- [isim, mecaz] Geçim, para bakımından elverişli durum