vermek
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek; lütfetmek, lütfeylemek
- Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Bırakmak veya bağışlamak
- Bilgin'in bu çekingen tavırlarını kusurlu ve zayıf oluşuna verdi.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Ondan bilmek, atfetmek
- Geçenlerde bir derginin, 'Eski ünlüler ne yapıyor?' adlı bir röportajına verdiği cevapları okudum.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına bildirmek
- Arabanın burnunu en tenha kahvelerden birinin önünde rıhtıma verdiler.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Ucuz pahalı deme de ver gitsin; ver de kurtul.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Bir şeyi satmak
- Uzun Osman, Zeynep'le Süleyman'a, ikisini birbirine vereceğini söylediği zaman şaşmadılar.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Kızı, kadını biriyle evlendirmek
- Ses vermek. Işık vermek.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
yaymak (I)
- Ağaç bu sene filiz verdi.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Bitki ortaya çıkarmak
- Kendisi de muhakkak artistlerden, güzel eser veren, güzel konuşan, hayalleri işlek adamlardan hoşlanıyor.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak
- Korku vermek. Ateşe vermek. Ortalığı heyecana vermek.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Bir hâli bir kimse veya yerde hâkim kılmak
- Hareket vermek. Biçim vermek.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Sahip olmasını sağlamak
- Tat, çeşni vermek.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
kazandırmak
- Zaman vermek.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
katmak
- Emek vermek.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Bir şey ayırmak
- Duvara sırtını verip çömeldi. Gözünü hamamcının geleceği yola çiviledi.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Bir şey harcamak
- Kezban, ona yedi evlat vermişti.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Bir yere dayamak
- Kursa vermek. Okula vermek.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
doğurmak
- Derse girmeden sinema için saat ver, dedi.
-
[-e, -i, argo, yardımcı fiil]
Bilgi edinmesi için göndermek
- alıvermek, dizivermek, yapıvermek, görüvermek.
- [-e, -i, argo, yardımcı fiil] belirlemek
- [-e, -i, argo, yardımcı fiil] Cinsel yönden kendisini kullandırmak
- [-e, -i, argo, yardımcı fiil] Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur
- [-e, -i, argo, yardımcı fiil] Elindeki parayı kaptırmak; uçlanmak