yabancı
Dil: Türkçe
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse); bigâne, ecnebi
- Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok.
-
[sıfat]
Başka bir milletle ilgili olan
- Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir.
-
[sıfat]
Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey); el (II), namahrem
- Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım.
-
[sıfat]
Tanınmayan, bilinmeyen; yad, yadırgı
- Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı.
-
[sıfat]
Aynı türden, aynı çeşitten olmayan
- Yağın içinde yabancı maddeler var.
-
[sıfat]
Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan
- Bu uygulamanın yabancısıyım.
-
[sıfat]
Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan
- Yabancı arabalar buraya park edemez.