yağlanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz]
Yağlama işi yapılmak, yağ sürülmek, yağ konulmak
- Kısacık boylu, kara kuru Nadir Hanım'ın yerinde şimdi şişman denilecek kadar etlenmiş, toplanmış, yağlanmış bir hanım var.
-
[nesnesiz]
Yağ oluşmak
- Saçlarını taramış, yakası pek yağlanan eski cübbesini değiştirmiş...
-
[nesnesiz]
Yağdan kirlenmek
- Artık çayırlıklarda soyunup yağlanıp güreşemiyorlardı.
- [nesnesiz] Yağ sürünmek