yağlı
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz, teklifsiz konuşmada]
Üzerinde veya içinde yağı olan
- Yiyecek maddelerinden yağlı bulgur pilavı, un helvası gibi yemekler hazırlanır.
-
[sıfat, mecaz, teklifsiz konuşmada]
Yağı çok olan
- Yağlı çörek.
-
[sıfat, mecaz, teklifsiz konuşmada]
Yağla yapılmış
- Bir de olaydı şimdi diye yağlı hindi sayıklıyorsun.
-
[sıfat, mecaz, teklifsiz konuşmada]
besili
- Uzun saçları eski redingotun yağlı yakasına dökülüyor.
-
[sıfat, mecaz, teklifsiz konuşmada]
Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan
- Yağlı bir iş.
- [sıfat, mecaz, teklifsiz konuşmada] Bol ve kolay kazanç sağlayan