yapıştırmak
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, mecaz, mecaz, -i, mecaz]
Yapışmasını sağlamak
- Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi.
-
[-e, -i, mecaz, mecaz, -i, mecaz]
Yaklaştırmak, birbirine dayamak
- Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum.
-
[-e, -i, mecaz, mecaz, -i, mecaz]
Birine tokat atmak
- Şeytan diyor, suratının ortasına bir tane yapıştır.
-
[-e, -i, mecaz, mecaz, -i, mecaz]
Hızlı bir biçimde yazmak
- O, masanın üzerinden kaptığı cetvele üç tane sıfırı yapıştırmıştı.
-
[-e, -i, mecaz, mecaz, -i, mecaz]
Gecikmeden karşılık vermek veya gerekeni yapmak
- Miralay Bey, realist bir asker görüşü ile teşhisi yapıştırır.