yatak
Dil: Türkçe
-
[isim, coğrafya, hayvan bilimi]
Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya; döşek
- Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım.
-
[isim, coğrafya, hayvan bilimi]
Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
- Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu
-
[isim, coğrafya, hayvan bilimi]
Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb
- Çakıl yatağı.
-
[isim, coğrafya, hayvan bilimi]
Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer; akak, mecra
- Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim.
-
[isim, coğrafya, hayvan bilimi]
Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını
- Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı.
-
[isim, coğrafya, hayvan bilimi]
Bir şeyin çok bulunduğu yer
- Namlu yatağı. Eksen yatağı.
- [isim, coğrafya, hayvan bilimi] Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar
- [isim, coğrafya, hayvan bilimi] Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
- [isim, coğrafya, hayvan bilimi] Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer
- [isim, coğrafya, hayvan bilimi] Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça
- [isim, coğrafya, hayvan bilimi] Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
- [isim, coğrafya, hayvan bilimi] Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer
- [isim, coğrafya, hayvan bilimi] Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka