yerinde
Dil: Türkçe
-
[sıfat, zarf, zarf]
İyi, yeterli olan; münasip
- Binbaşı uzun boylu, ince yapılı, uzun kır bıyıklı, yaşlı ise de gücü yerinde, her işe eli yatan bir adam.
-
[sıfat, zarf, zarf]
Zamanı, yeri uygun düşerek, gerektiği biçimde
- Acemi tiyatro oyuncuları da sahnede ellerini yerinde kullanamazlar.
-
[sıfat, zarf, zarf]
Durumunda
- Sıkılacak ne var, doktor onun babası yerinde.