yıkıntı
Dil: Türkçe
-
[isim, mecaz]
yıkılma
- Ateşoğlu'nun evinin biraz ötesinde bir ev yıkıntısı keşfettim.
-
[isim, mecaz]
Yıkılan bir şeyin parçaları, kalıntıları; enkaz
- Yıkıntıların ortasında blok hâlinde yükselen yeni apartmanlara uzun uzun baktı.
-
[isim, mecaz]
virane
- İkisi de Samim'deki yıkıntının nedenini gayet iyi biliyorlardı.
- [isim, mecaz] Ruhsal bakımdan yıkılma