yok
Dil: Türkçe
-
[sıfat, isim, isim, ünlem, bağlaç, bağlaç, ünlem]
Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.); namevcut, nanay var karşıtı
- Sen yoktan anlamaz mısın?
-
[sıfat, isim, isim, ünlem, bağlaç, bağlaç, ünlem]
Olmayan, bulunmayan şey
- İçki, sigara yok.
-
[sıfat, isim, isim, ünlem, bağlaç, bağlaç, ünlem]
yasak
- Geldiler mi? -Yok, daha gelmediler.
-
[sıfat, isim, isim, ünlem, bağlaç, bağlaç, ünlem]
"Hayır" anlamında kullanılan bir söz
- Verdiler, ne âlâ; yok vermediler, döner gelirsin.
-
[sıfat, isim, isim, ünlem, bağlaç, bağlaç, ünlem]
Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz
- Yok kâğıdı kalmamış, yok mürekkebi iyi değilmiş, hasılı bir alay bahaneler!
-
[sıfat, isim, isim, ünlem, bağlaç, bağlaç, ünlem]
Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz
- Yok ben seni adam ettim, yok haddini bil, yok üstümüze düşeni yapalım.
-
[sıfat, isim, isim, ünlem, bağlaç, bağlaç, ünlem]
Savunulan bir düşünceyi doğrulayan ifadenin başına getirilen bir söz
- Yok, doğrusu iyi adam, kim ne derse desin.