yüklenmek
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, mecaz, -i, mecaz]
Yükleme işi yapılmak veya yükleme işine konu olmak; yıkılmak
- Daha şimdiden evin bütün işleri Peyker'in üstüne yüklenmiş.
-
[-e, -i, mecaz, -i, mecaz]
Kendi ağırlığını başka bir şey üzerine vermek, bedeniyle abanmak
- Araba durdukça önümdekine, kalktıkça arkamdakine yükleniyorum.
-
[-e, -i, mecaz, -i, mecaz]
Bir yükü taşımak
- Bavulları yüklendi.
-
[-e, -i, mecaz, -i, mecaz]
Üstüne düşmek; zorlamak
- Hep birden yüklenmişlerdi o zaman Rahmi'ye; saygısızlık ettin, kırdın diye.
- [-e, -i, mecaz, -i, mecaz] Bir şeyi yapmayı kabul etmek, üstüne almak; girmek