yükselmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz, spor]
Yükseğe çıkmak
- Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz, spor]
Fiyat, ücret vb. artmak; çıkmak
- Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz, spor]
çoğalmak
- Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz, spor]
Aşaması artmak
- Benim gözümde bu davranışıyla yükseldi.
- [nesnesiz, mecaz, mecaz, spor] Ünvan, rütbe, derece vb. ilerlemek
- [nesnesiz, mecaz, mecaz, spor] Güçlenmek, şiddetlenmek
- [nesnesiz, mecaz, mecaz, spor] Yüce duruma gelmek, yücelmek
- [nesnesiz, mecaz, mecaz, spor] Futbolda karşı takım oyuncularından önce topa sahip olabilmek amacıyla ayaklarını kullanarak hızla yukarıya sıçramak