yuvarlanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Kendi üzerinde dönerek hareket etmek; tekerlenmek
- Fıçı yuvarlanıyor.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Dökülerek düşmek
- Bu hayvancıklara bakarken gözlerimden yaşların yuvarlandığını ve toplandığını duydum.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Yere devrilmek
- Kapı açılır açılmaz yüzükoyun ve kaskatı yere yuvarlandı.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Ansızın, beklenmedik bir zamanda ölmek
- İkimiz de feci bir akıbete doğru yuvarlanıyoruz.
- [nesnesiz, mecaz, mecaz] Bir yere doğru istemsiz olarak gitmek