zapt etmek
Dil: Türkçe
-
zorla almak
- Bizans'ta Sırp memleketlerini zapt ettilerse de bir müddet sonra bazı kısımlara geniş otonomiler verdiler.
-
tutmak
- Neveser, bir sevinç çığlığını zor zapt etmişti.
-
bir şeyi güç kullanarak önlemek
- El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı.
-
yazıya geçirmek
- İfadesini zapt edenlere sessizce baktı.
-
hatırında tutmak
- Söylediklerinizin birçoğunu zapt ettim.
-
anlamak, kavramak, bütünüyle öğrenmek
- Bütün ayrıntılarıyla bu âlemi zapt etmiş belleği başlıca dayanağı idi.