zümrüt
Dil: Arapça zumurrud
-
[isim, jeoloji, sıfat, isim, sıfat]
Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı, doğal alüminyum ve berilyum silikatı
- Çünkü Şehzade Murat, elmasın ve zümrüdün iyisini bir bakışta anlayan usta bir kuyumcu dikkatiyle kızı süzerken tabii durumunu bir anda kaybetmiş...
-
[isim, jeoloji, sıfat, isim, sıfat]
Bu taştan yapılan
- Parmağındaki zümrüt yüzüğü ile bu salonda herkesin saygı gösterdiği bir varlıktı.
-
[isim, jeoloji, sıfat, isim, sıfat]
Koyu yeşil renk
- Fenerbahçe’nin en güzel kızı Güzel Suzan zümrüt çimenlere uzanmış, Yakışıklı Ferit Bey’le dudak dudağa öpüşüyor, gizlikapaklı aşklarını bütün bir seyirci kalabalığına pervasızca ilan ediyordu.
- [isim, jeoloji, sıfat, isim, sıfat] Bu renkte olan